Almanya en kötü kabusu ile karşı karşıya! Gıpta edilen günler geride kaldı…
Almanya Seçim Kurulunun açıkladığı geçici resmi sonuçlara göre, Almanya seçimleri Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin zaferi ile sonuçlandı.
Pazar günü gerçekleştirilen Almanya seçim sonuçları ülke içinde olduğu gibi Avrupa’da ve dünyanın birçok ülkesinde merakla bekleniyordu. Zira Avrupa’nın en büyük ekonomisine sahip olan ve dünyada da gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYH) büyüklüğü açısından Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Çin’in ardından üçüncü sırada yer alan Almanya, küresel siyasetin önemli aktörlerinden biri.
“ALMANYA EN KÖTÜ KABUSUYLA KARŞI KARŞIYA: FRANSA OLMAK”
İngiliz Telegraph gazetesinde yayınlanan ‘Almanya en kötü kabusuyla karşı karşıya: Fransa olmak’ başlıklı habere göre, yeni kurulacak Alman hükümetinin başbakanı olması beklenen Friedrich Merz’in önünde adeta ‘cehennemden gelen’ bir iş yığını var.
Yeni hükümet, kötü giden ekonomi için yapısal adımlar atmaya çalışırken bir yandan da orduya ve savunmaya daha fazla bütçe ayrılması için baskı altında olacak.

“ALMANYA’YA GIPTA İLE BAKILAN DÖNEMLER GERİDE KALDI”
Alman ekonomisi yıllardır tüm Avrupa’nın gıpta ile baktığı bir ekonomiydi. Telegraph gazetesine göre, Alman mali disiplini Berlin’in yıllardır AB’deki müttefiklerine vurmak için kullandığı bir sopa haline gelmişti. Avro bölgesi krizi sırasında Alman politikacılar Yunanistan, İtalya ve İspanya gibi ülkeleri sorumsuz harcamaları nedeniyle azarlayıp, AB çapında katı sınırlar getirilmesi konusunda ısrar etmişlerdi ancak o günler artık geride kaldı.
Ekonomi 2024 yılında üst üste ikinci kez küçüldü, enflasyon son yarım yüzyılın en yüksek seviyesinde, üretim ve ihracat düştü, Çin’e yapılan satışlar azaldı ve şimdi de Donald Trump’ın ABD’ye uygulayacağı gümrük vergileri ihtimali var.
Nüfus hızla yaşlanıyor. İşgücü azalırken, 1955-1969 yılları arasında tüm zamanların en yüksek doğum oranlarıyla doğan kuşak emekli olmaya başladı. Bu durum yaklaşan bir emeklilik krizinin sinyallerini veriyor.
Yeni hükümetin ekonomi gündeminde borç freninin istikrar odaklı bir şekilde yeniden düzenlenmesi, ulaşım altyapısının yenilenmesi, kamu yönetiminin dijitalleştirilmesi, savunma harcamalarının artırılması, enerji dönüşümü, dijitalleşme ve yüksek kiralar gibi zorlu konular başı çekiyor.

FRANSA’DA DA DURUM İÇ AÇICI DEĞİL
Telegraph’a göre, Almanya’nın Avrupa’daki en güçlü rakibi olan Fransa, şu anda yüksek bir kamu borcu batağına saplanmış durumda ve ulusal bütçelerde Avrupa kurallarını ihlal ediyor.Paris yönetimi ABD’nin Avrupa’ya verdiği güvenlik garantilerinin geri çekilmesi durumunda savunmaya daha fazla bütçe ayırması gerektiğinin farkında.
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Fransız emeklilik sisteminde reform yapma çabaları ülkede büyük ayaklanmalara yol açtı ve Fransız lider kendisini bir anda büyük bir siyasi krizin ortasında buldu. Ülke üç aydan kısa bir süre içinde ikinci hükümetini gördü ve kimse Fransız siyasetinin parçalanmış ve kutuplaşmış dünyasında bu hükümetin uzun süre dayanacağına inanmıyor.

AŞIRI SAĞ FRANSA DA OLDUĞU GİBİ GÜÇLENDİ: AB İÇİN KABUS ANLAMINA GELEBİLİR
Ayrıca Marine Le Pen liderliğindeki aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi, Fransız parlamentosundaki en büyük parti haline gelmiş durumda. Le Pen 2027’de Elysee’de bir kez daha aday olmaya hazır ve eli hiç olmadığı kadar güçlü.
Aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi de dünkü seçimlerden ikinci parti olarak çıkarak oy oranını neredeyse iki katına çıkardı. Telegraph’a göre ana muhalefet partisi haline gelen AfD kurulacak koalisyon hükümetinin herhangi bir engele takılıp düşmesi için hazırda bekleyecek.
Birkaç yıl içinde hem Paris hem de Berlin’de Avrupa şüphecisi liderlerin olması Brüksel için kabus anlamına gelebilir.
“ALMANYA İÇİN SON DERECE RAHATSIZ EDİCİ BİR DENEYİM OLACAK”
Geçtiğimiz yıl Fransa’nın borcu 2.7 trilyon sterlinin üzerine çıkarak GSYH’nin yüzde 113.7’sine ulaştı. Almanya’nın kamu borcu ise 2 trilyon sterlinden fazla ve bu GSYH’nin yaklaşık yüzde 62,4’üne denk geliyor. Telegraph’a göre, Almanlar için, Fransa’nın dağ gibi kamu borcuna kaygıyla bakıp “Birkaç yıl içinde biz de aynı durumda mı olacağız?” demek son derece ‘rahatsız edici’ bir deneyim olacak.

MERZ SPD İLE KOALİSYON ARAYAŞINDA
Almanya için Alternatif (AfD) Partisi Eş Başkanı Alice Weidel, dünkü seçimin ardından kurulacak yeni hükümette sorumluluk almak istediklerini söyledi. Weidel, seçimi önde tamamlayan Hristiyan Birlik partilerine (CDU/CSU) koalisyon teklifini yineleyerek, “Dün ve geçtiğimiz haftalarda da vurguladığım gibi, sorumluluk almaya hazırız çünkü Alman seçmenler, siyasi değişime oy verdi. AfD ve CDU için güçlü bir çoğunluğa sahibiz. Seçmenler, merkez sağ bir hükümet istiyor.” ifadelerini kullandı.
Seçimin galibi Merz ise Olaf Scholz’un partisi olan Sosyal Demokrat Partisi ile bir koalisyon kurma niyetinde olduğunu söyledi.Pazar günkü oylamanın ardından Berlin’de bir basın toplantısı düzenleyen Merz, “Sosyal Demokratlarla bir hükümet kurabilecek durumdayız ve istediğimiz tam olarak da bu ” dedi.
Kaynak: Hürriyet
Yorum gönder